31 Ocak 2008 Perşembe

AŞURE...


Bende aşure yaptım arkadaşlar. Geçtiğimiz hafta yaptım ama anca yazabildim. Okullar tatil oldu diye sevindim, neden çünkü ben aslında evde oturmayı seven birisiyimdir. Evde oturup elişlerimi yapmayı mutfakta pastamı böreğimi hazırlamayı seven birisiyim. Ama her Allahın günü evden çıkıyorum işlerim üremiyor ayağım dağılıyor, hadi çıkmışken şurayada uğrayayım şu işimide halledeyim derken evde iş yapamaz hale geldim.



Sözde tatil benimde tatilim olacak ve ben şu gördüğünüz ve daha bir tanesini yapabildiğim kurdela nakışılarını tamamlayacaktım ( beş tane daha varrr:(( ) ama evdeki hesap çarşıya uymadı ve daha elime iş değmedi. Ama benim herşeye rağmen umudum var söz verdiğim işleri ve dahasını yapmak için, off neyse yaa ben şimdi aşureyi anlatayım .
Malzemeler..

1 kg döğme (buğday)

yarım kg nohut

yarım kg fasülye

1 su bardağı kuru börülce

1 su bardağı pirinç

250 gr kuru kayısı

250 gr kuru incir

1 su bardğı kuru üzüm

250 gr badem

250 gr fındık

1 su bardağı susam

1 su bardağı ceviz

4-5 yemek kaşığı nişasta

1 çay bardağı pekmez

2'5 kg şeker

Yeteri kadar su ve bir fiske tuz


Döğmenin üzerine 4 parmak çıkacak kadar su koyulur ve akşmdan kaynatılır, kaynadıktan sonra ocaktan alınır üzerine iki bardak soğuk su ilave edilir ve kapağı kapatılır. Sabaha kadar kabaracaktır, sabah tekrar kaynatılır.


Nohut fasülye börülce hepside ıslatılır ve sabah haşlanır.


Kayısı ve incir doğranır bademler kaynar suya ıslatılır kabukları soyulur hazırlanır.


Ertesi gün kaynayan döğmenin içine haşlanan nohut börülce fasülye haşadığımız pirinç hepsi ilave edilir takrr beraber pişirilir.


İçine daha önce sıcak su ile yıkadığımız ve biraz yumuşyan yıkanan kayısı, incir, üzüm, badem ilave edilir bir taşım kaynatılır ve içine şeker ve pekmez ilave edilir.


Suyunun miktarı ayarlanır nişasta koyulur kıvamına göre su yada nişasta ilave edilebilir.


Tekrar karıştırarak kaynatılır ve istenildiği şekilde kaselere koyularak servise hazırlanır.


Üzerine kavrulmuş ve biraz rondodan geçirilmiş misss gibi kokan susam dökülür, ceviz kavrulmuş fındık veee tabiki olmazsa olmaz nar taneleri ile süslenir.

Afiyet şeker olsun..

30 Ocak 2008 Çarşamba

FİNCAN KEKLERDEN PASTA...

Sevgili arkadaşım ümran benim blogumu günün blogu seçmiş çok teşekkür ediyorum ümrancığım sevgiler...
Geçen gün sizlerle paylaştığım fincan keklerden pasta yaptım, çok şirin pastacıklar çıktı ortaya.

Tek kişilik pasta yapmaya üşenmeyenler için harika bir çeşit bence mutlaka deneyin.

Evet o gün aslında gezmeye'de gidecektim ama son anda aklıma düştü başka bi gün yap dimi yok iki arada bi derede karıştırdım çırptım pişirdim, ama tamamlayamayacağım kesindi vaktim kalmamıştı çünkü. Ara kreması bile pişirmedim yetişsin diye hazır krema kullandım ama süslemesi kaldı, onuda akşam yaptım harika oldular işte üşenmedim tarifini tekrar yazdım.

1 yumurta

1 çay bardağı süt

1'5 çay bardağı şeker

2 çay bardağı un

2 yemek kaşığı kakao

1 poşet vanilya

1 poşet kabartma tozu

Kreması için hazır pasta kremasını sütle çırptım onu kullandım.

Üzerine kremşanti.

Kek için olan bütün malzemeyi çıptım ve yağladığım nescafe fincanlarına paylaştırdım benim fincanlar çok büyük değil onun için 7 fincan oldu.

Fincanların sığabileceği büyüklükteki tencereye fincanlar dizilir.

Tencereye fincanların yarısından az ılık su koyulur, tencerenin kapağına bir mutfak bezi koyulur ve kapak kapatılır. Tencere açık ateşteki ocağa koyulur. Kapağı hiç açılmaz.

Su kaynamaya başlayınca ocak kısılır ve 20 dakika sonra ocak kapatılır.

Ocak kapandıktan 15 dakika sonra kapağı açılır ve fincanlar alınır.

Biraz soğuyunca kekler fincandan çıkartılır. Evet keklerimiz pişti ben kelri ters olarak pastda kullandım üstünü alt olarak çevirdim ve her keki 2 parçaya böldüm şekerli su ile ıslattım biraz, aralarına krema sürüp damla çikolata koydum üst üste yerleştirdim.

hepsinide krema sürdükten sonra üzerini krem şanti ile süsledim ve bitti...

İşte bu kadarcık yapan herkese koly gelsin ve afiyet olsun baaay...

26 Ocak 2008 Cumartesi

SÜNGER BOB PASTASI

Herkese selamlarrrr, işte yine bir doğum günü pastası daha. Bu pastayı oğlumun sınıf arkadaşı Semih için hazırladım.

Sınıfdaki çocuklar hem Semihin doğum gününü, hemde karne gününü kutlamış oldular, Semih'e Mutlu yıllar diliyorum.

Bütün çocukların yarıyıl tatilini kuluyorum, iyi bir tatili hak ettiler diye düşünüyorum. Laf aramızda benim gibi her gün çocuklarını okula götüren anneler yada babalar içinde bu tatil süper oldu:) Okulların tatile girmesine çocuklardan çok sevinir oldum:))

Benim keşkek biraz daha gecikmeli yayınlanmak zorunda kaldı araya pastamız girince. Nede olsa ağır yemek kendini belli ediyor, gördünüzmü öyle ha deyince yazamadım hehehe bekleyin bakalım biraz daha ne yaplım en kısa zamanda geliyor.

Şimdilik hoşçakalın iyi hafta sonları diliyorum....

24 Ocak 2008 Perşembe

KABAK TATLISI...


Arkadaşlar bugünlerde çok yoğun olduğum için önceden hazır olan kabak tatlısını koymak zorunda kaldım tariflerimi yazamadaım kusura bakmayın. Aslında sırada Babadağ keşkeği vardı, ama o bir kaç gün daha beklemek zorunda artık:((
Sizlerede uğrayamadım en kısa zamanda ziyaretinize geleceğim hepinize selamlar görüşmek üzere. İşim bitince neler yaptığımı göstereceğim bekleyin beni....

Kabak tatlısı hayır diyemeyeceğim tatlıların başında gelir.. Heleki Adapazarı kabağı olursa yemeye doyum olmaz. Buradaki(Denizlideki) kabaklar Adapazarı kabağı gibi lezzettli olmuyor. Bu kabağı annem geçende istanbuldan gelirken getirmiş pişirdim tadı harikaydı, aslında kabak tatlısının pişmesinde bi farklılık yoktur belki hep aynı yöntemle pişer.


Ben kabakları doğradıktan sonra üzerine yeterli miktarda şeker koyarım hiç ölçmedim göz kararı olur hep ve tencerenin kapağını kapatıp kısık ateşte pişmeye bırakıp kabaklar yumuşamaya başlayınca ocağın ateşini yükseltip tencerenin kapağını açarım ki suyunu çeksin, kabakdaki çok sulu hal gittiyse ocağı kapatıp kapağıda kapatıp soğumaya bırakırım. Soğuyan tatlımızı kaymak ve cevizle ikram edebiliriz Afiyet bal şeker olsun ...

21 Ocak 2008 Pazartesi

AKDENİZ USULÜ FOLYODA TAVUK...ve MİM

Arkadaşlar öncelikle bloguma ziyaret eden herkese çok teşekkür ederim. Aslında ziyaret edenler, birde yorum bıraksanız. Eş dost akraba duyduğum kadarıyla ziyaretime geliyormuş çok sevindim, ama yorum yazsanız geldiğinizden benimde haberim olur çok memnun olurum herkese selamlarımı gönderiyorum...

Sevgili arkadaşım Sofi beni mimlemiş. Soru aslında kolay gibi ama düşündürücü, nemi?

Yapmak zorunda olduğumuz halde bir türü yapamadığımız kolay işler; işte bu.

Düşünüyorum bir sürü iş çıkıyor, ilk olarak şöyyyyle evi bir güzel temizlemek mesela, günlük temizlik yapılıyor ama aslında büyük bir temizlik yapsam süper olacak.

Sonra beni bekleyen kurdela nakışı var. Söz verdiğim numune olarak yapacağım bir türlü başına oturamadığım, ama bugün elime alıyorum en kısa zamanda bitirip teslim etmem gerekiyor çünkü. Bittiğinde sizlerede göstermek için resimlerini yayınlarım..

İşte şimdilik yapmam gereken işler bunlar sanırım Sofi'cim sana çok teşekkür ediyorum ve bende kardeşim adigenisehilal'li yeşimi ve didemi mimliyorum evet kızlar hadi cevaplayın bakalım.
Benim bloga gelip devamlı pasta görenler, bu insanlar her zaman pastamı yer acaba? diye merak eder belki. Artık şeker komasına girmelerine ramak kaldı dediklerini duyar gibiyim. Onun için bugün yemek tarifi vermek istedim.

Pazar günü evden dışarı çıkmadık, eşim biraz rahatsızlandı akşama kadar yattı. akşam için bende ne zamandır yapmak istediğim bu tavuk yemeğini yaptım okadar güzel olduki herkese tavsiye ediyorum mutlaka deneyin.

Bu tarifi Hürriyet gazetesinde ağız tadı köşesinde yazan Arman Kırım'ın bir yazısından almıştım.

Malzemeler:
3 çorba kaşığı zeytinyağı

1 domates kabukları soyulmuş yuvarlak dilimlenmiş

4 tane kemiksiz but çok kalın olmamalı (tarifte 2 göğüs diyordu ben butla yaptım)
10 tane mantar

tuz karabiber kekik istenirse 1 dal biberiye
10 adet çekirdeksiz siyah zeytin

istenirse 3 yemek kaşığı beyaz şarap ben kullanmadı

1 diş soyulup ikiye bölünmüş sarımsak

Yapılışı 45 cm uzunluğunda iki tane alüminyum folyo kesin ve üst üste koyun ben etler folyuya değmesin diye tam etlerin altı kadar yağlı kağıt koydum en üstnede koydum.

Kağıdın tam ortasına biraz zeytinyağı dökülüp kaşığın tersi ile yaydırıp üzerine halka dilimlenen domatesler koyulur .
Domateslerin üzerine tavuk etleri yan yana dizilir. şarap kullanıyorsanız 3 kaşık şarap dökülür.

Tuz ve biberi serpip kekik ve biberiyeyi tavuğun üzerine yerleştirin.

En üste yine yağlı kağıt kuyup üzerine 45 cm uzunluğunda alüminyum folyo kuyun ve knarlarını sıkıca kapatarak bir paket yapın.
Geniş ve düz bir tavayı yüksek ateşe koyun ve bir kaşık sıvı yağ dökün, yağ kızınca yağı dökün. Paketi tavaya kuyun bir cızırtı çıkacaktır. Bir iki dakika sonra paketin şiştiğini göreceksiniz. 7-8 dakika kadar yüksek ateşte pişirin. Tavayı ateşten alın ve 2 dakika hiç açmadan bekleyin. Daha sonra bir bıçakla üstteki folyoyu delin ve açın. Artık yemek ikram için hazırdır afiyet olsun...
Ben tabakta resmini çekmeye fırsat bulamadım hemen yedik çünkü:))
Not: Eğer pişerken paketten su sızarsa delik var demektir yeniden paketlemek gereklidir. Hiç hava almadan pişmesi lazım.
2. Not: Bu aralar işlerimin yoğunluğu nedeniyle bloglara ziyarete gelemezsem kusuruma bakmayın arkadaşlar şimdiden özür dilerim ben her zaman bekliyorum ....

19 Ocak 2008 Cumartesi

ŞİRİNE'Lİ PASTAM VE ZÜLAL'in DOĞUM GÜNÜ...

Bugün yeğenim Zülal'in doğum gününü kutladık..

Çarşamba günü kardeşim Hilal'de (adigenisehilal) Kayseriden gezmeye geldi. Doğum günü kutlamasında hep beraber olmak çok güzeldi....

Ablam pastasını sen yaparmısın dedi, ama özel bir resim talebinde bulunmadılar, benimde aklıma Şirine geldi ve Zülal için bu Şirine'li pastayı yaptım.
Sınıf arkadaşları ile güzel bir kutlama yaptılar, bence pek güzel eğlendiler. "İyiki doğdun Zülal" sizlerinde pastamızı ve güzel kızlarımızı görmeniz için buyrun diyorum. Pastam her zamanki meşhuuuuuuuur amonyaklı pastam, tarifini isterseniz
BURADA hepinize iyi pazarlar dilerim hoşçakalın bayyy...

18 Ocak 2008 Cuma

TUZLU KURABİYE...



HAYAT NEDİR

* Gençlik nedir?

Ders çalışmak...

Sınava girmek...

Nasihat dinlemek...

Sivilce çıkarmak...

Kavga etmek...

Muhalif olmak...

Parasızlık çekmek...

Anlaşılmamak...

Anlamamak...

Baskı görmek...

Hesap vermek...

Otobüse binmek...

Aşk acısı çekmek...

Odayı paylaşmak...

Azar işitmek...

Reddedilmek...

Canı sıkılmak...

Dünyadan habersiz olmak...

Mecbur olmak...

Çiçeğin, böceğin, kuşun farkıda olmamak...

Gıcık olmak...

** ** ** ***

* Yaşlılık nedir?

Ağrı çekmek...

Gözlüksüz okuyamamak...

Zevk almamak...

Aşık olmamak...

Takma diş takmak...

Menepoza/ Antrapoza girmek...

Perhiz yapmak...

Hasta olmak...

Cenazelere katılmak...

Sağır olmak...

Kambur olmak...

Anlayamamak...

Hatırlayamamak...

Ölümden korkmak...

Yalnız kalmak...

Üşümek...

Tahlil yaptırmak...

Pişman olmak...

Unutmak...

Bunamak...

** ** ** ***

İnsan oğlunun yaşamdan görüp göreceği bu diyor! Pakize Suda...

Benim çok hoşuma gitti ve sizlerle paylaşmak istedim. Tabiiki beraberinde de bu tuzlu kurabiyeleri:))

Malzemeler:

3 su bardağı un

250 gr margarin

2 yumurta

2 yemek kaşığı sirke

1 çay kaşığı kabartma tozu

1 yemek kaşığı şeker

1 tatlı kaşığı tuz.

margarin eritilir soğutulur içine yumurta şeker tuz koyup karıştırılır un ilave edilir, hamur iyice yoğurulur ve istediğiniz şekil verilir ben pastanelerdeki gibi düğüm yaptım. Üzerlerine yumurta sarısı sürülür.

200 derece ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirilir. Afiyet olsun.

15 Ocak 2008 Salı

ÇİÇEKLİ PASTAM ve KELEBEKLİ PASTA

Üzüntü yarının sıkıntısından birşey eksiltmez, sadece bugünün gücünü tüketir....

Herkese iyi günler dileyerek başlıyorummm.

Resimde gördüğünüz pastayı bugün okula götürmek için yaptım. Oğlumun okulundaki sosyal bilgiler öğretmenimiz müdür muavini görevine atandı va ne zamandan beri hayırlı olsuna gidemedik, Görümcem Nilgünle konuşup bugün bari gidelim dedik.

Bende bu pastayı yaptım pastamızı ve çiçeğmizi alıp gittiiiiiik.

Hazır pasta tabanı ile yaptım çok da kolay bir pasta oldu...
Malzemeler...
1 hazır pasta tabanı

4 yemek kaşığı un

2 su bardağı süt

1 yumurta

2 yemek kaşığı kakao

Beraber pişirilir soğutulur içine 1 poşet kakaolu kremşanti ilave edip iyice çırpılır

Pasta tabanını şekerli su ile ıslatıp arasına kremanın tamamı sürülür ve damla çikolata döküp diğer kek üzerine kapatılır.

1 poşet kremşanti 1 su bardağı süt ile çırpılır.

Pastanın üzerine sıvanır ve üzeri istediğiniz gibi süslenir

Ben kremşantiyi renkli gıda boyaları ile renklerndirip sıkma torbası ile çiçekler yaptım.

İşte bu pastayı sabah yaptım öğleyin okula götürdüm. Okuldan Nilgünle beraber ona gittik Nilgünün yarın misafirleri geleceği için hazırlık içinde tabii, ilk defa benim amonyaklı pastadan yapmış. Kıtırlarını pişirmiş kremasını pişirmiş ama kremayı sürüp süsleme işini yaparmısın dedi öğleden sonra da bu pastayı süsledim. Onda renkli boyalar olmayınca elde ve evde olan imkanlarla mandalinadan kelebekler yaptım işte ortaya bu pasta çıktı.
Bir günde iki pasta bana yetti arkadaşlar benden bu kadar hepinize iyi akşamlar baay

14 Ocak 2008 Pazartesi

ÇİKOLATA SOSLU WAFFLE..

Dünyaya karşı tavrın arınınki gibi olsun. Arı incecik dala konduğunda onu kırmaz. Yediği zaman yiyeceklerin en temizini yer. Ürettiği zaman en güzelini (balı) üretir...

Oğlum Melih waffle'lı çok seviyor aklına estikçe waffle yese, geçen akşam yine krizleri tuttu ve bende üşenmedim yaptım.

Her zaman peynirle yerdi bu sefer çikolatalı sos yaptık pek bi güzel oldu onun sayesinde bizde fazlasıyla yemiş olduk:( Hem lezzetli hem de basit sizde deneyin kahvaltılarda ve akşam üstü çaylarında tatlı ve pasta krizleri için muhteşem bir lezzet. Malzemeler:
3 yumurta
3 kahve fincanı süt (türk kahvesi)
3 kahve fincanı un

1 kahve fincanı sıvı yağ
yarım kabartma tozu
yarım vanilya
4 yemek kaşığı şeker
1 çay kaşığı tuz
Bütün malzeme mikserle çırpılır.

Isıtılmış ve fırça ile yağlanmış waffle makinasına kepçe ile dökülür ve makina kapatılır ilk olarak yoğun olarak dumanlar çıkar dumanlar çıkmaz olduktan sonra pişmesi kontrol edilir ve istediğiniz gibi kızarmış olan waffle'lar alınır ve yenisi dökülür.

Pişen waffle'lar mutfak havlusu serilmiş bir tabağa koyulur.

Bütün waffle'lar tamamlandıktan sonra hazır çikolata sosunu pişirip aralarına dökerek istediğiniz gibi süsleyerek servis edilir. Afiyet olsuuuuuuuuuuuun..

12 Ocak 2008 Cumartesi

TENCERE DE FİNCAN KEK...

"Müsafir rızkıyla gelir; kendisini müsafir edenlerin günahlarının temizlenmesine vesile olarak ayrılır." Hadis-i Şerif,


Geçen hafta oğlumun arkadaşı gelmişti, çocuklar keki çok severler ama çok fazlala olunca da kalıp bayatlıyor ve yenmiyor Aklıma blogcu arkadaşlardan Nil'in yapmış olduğu fincan kek geldi ne zamandır düşünyordum da. Hemen yaptım çok da güzel oldu böyle az miktarda kek yapmak isteyenler için çok ideal bir tarif. Ocakta piştiği için de ilginç. Sonuç çok güzel oldu ve çocuklar pek bi sevdiler deneyin derim.

Bu küçük keklerden eğer az bir misafiriniz gelecekse tek kişilik pasta yapmakda mümkün. En kısa zamanda deneyeceğim çok güzel bir pasta olur bence,

işte tarifi..
1 yumurta
1 çay bardağı süt
1'5 çay bardağı şeker
2 çay bardağı un
2 yemek kaşığı kakao
1 poşet vanilya
1 kabartma tozu
Bütün malzeme çırpılır,
6 tane nescafe fincanı yağlanır ve hamuru onlara paylaştırılır.
Fincanların sığacağı büyüklükte bir tencereye fincanlar dizilir ve tencerenin içine fincanların yarısından biraz az ılık su doldur.
Tencerenin kapağına ben mutfak bezi koyup kapattım buhar keklerin üzerine damlamasın diye
Tencerenin kapağı kapatılır ve yüksek ateşe koyulur.
Kaynama noktasına kadar beklenir ve ateş kısılır.
Kapağını hiç açmadan 20 dakika pişirilir ve ateşi kapatım kapağı hiç açmadan 15 dakika beklenir.
Artık fincanlardan çıkarıp ılık olarak servis edilebilir. AFİYET OLSUN...

Herkese sağlıklı ve huzurlu bir haftasonu dilerim hoşçakalın...

9 Ocak 2008 Çarşamba

HİNDİSTAN CEVİZLİ KURABİYE...

Bu kurabiyeyi biz istanbulda otururken Naciye yenge yapardı tarif onun tarifi. Bilmem sizlerin tarif defterleride öylemidir? Benim defterde her pastanın kurabiyenin vs yanında bir isim yazar, bu isimler tarifi kimden aldıysam onun ismidir.


İşte buda öyle, geçende kurabiye yapmam gerekti ne yapsam diye defterleri karıştırırken İstanbulda yazılmış defter elime geçti, bir iki değil tabi defterler:) Çook uzun zamandırda yapmamıştım ve işte bu kurabiyeleri yaptım eskiler geldi aklıma:( neyse nede çok konuştun yine diyeceksiniz alt tarafı bir tarif vereceksin çenen düştü yaz artık ne yazacaksan:=) Yazıyorum


Malzemeler..


1 paket margarin (yumuşak)


1 yumurta sarısı (beyazını üzerinde kullanacağız)


2 çay bardağı pudra şekeri


1 kabartma tozu


1 çay bardağı hindistan cevizi


Üzeri için 1 bardak hindistan cevizi.


Alabildiği kadar un


*Yağ ile un soğuk olarak ovulur


*Kalan malzemeler ilave edilir ve normal yumuşaklıkta bir hamur yoğurulur.


*Aslında yuvarlak şekil verilen bir kurabiye ama ben merdane ile açtım ve kalıpla kestim, biraz hamurum kalmıştı onuda kakaoyla karıştırıp ortalarına koydum.


*Sizde istediğiniz gibi şekil verebilirsiniz.


*Şekil verilen kurabiyer önce yumurta beyazına sonrada hindistan cevizine bulanır, ve yağlanmış tepsiye dizilir.


*180 derce sıcak fırında hafif pembeleşinceye kadar pişirilir. AFİYET OLSUN...

7 Ocak 2008 Pazartesi

FIRINDA SÜTLAÇ...

İşte en sevdiğim tatlı, hem hafif hem lezzetli. Fırında sütlaç bizim evde çok sevilen bir tatlıdır, çoktan beri yapmamıştım geçen gün yaptım. İşte tarifi hiç zorda değil bence deneyin derim.

1 litre süt

2 yemek kaşığı nişasta

3 yemek kaşığı pirinç

1 buçuk su bardağı şeker

*Pirinç 2 bardak suda iyice yumuşayıp bütün suyu çekene kadar haşlanır.

*sütten bir bardak alınır ve nişasta ezilir.

*Kalan süt ve haşlanan pirinç ocağa alınır üzerine ezdiğimiz nişasta ilave edilir ve pişirilir ocaktan inmesine yakın şeker ilave edilir bir taşım kaynadıktan sonra ısıya dayanaklı kaselere yada güveç kaplarına doldurulur.

*Fırın tepsisine 2-3 bardak kadar su koyulur ve kaplar tepsiye dizilir.

*Fırının ızgara ayarı 250 derecede ayaralanır ve en üst rafına tepsi yerleştirilir.

*Sütlaçların üzeri kızarana kadar fırında tutulur kızarır kızarmaz almak gerek çok çabuk yanarlar.

*Fırından alınan kaseler oda ısısında soğuduktan sonra üzerleri streç yada folyo ile tek tek kapatıldıktan sonra buzdolabına koyulur ve soğuk soğuk servis yapılır. AFİYET OLSUN...

6 Ocak 2008 Pazar

BABADAĞ GEVREĞİ


Eveeeet arkadaşlar işte geldim burdayım neden pekii, tabiki annemin yaptuğı bu gevreği anlatmak için.

Anladımki bizim Babadağdan başka yerde pek bilinen bişey değil. Herkes tahminlerde bulunmuş ama malesef hiç biri doğru değil. Kadayf diyen olmuş çöven otu diyen olmuş ama hiç birisi değil çünki bu tatlı değil, tam tersine o kayfa benzeyen şeyler ET hehehe nasıl ama.
Şimdi anlatıyorum, bunu biz her kurban bayramında yaparız. Biz derken aslında büyükler yapar bizlerde yeriz:)

Gerekli olan malzeme boğaz eti (gerdan) ve kuru yufka işte bu kadar.

Boğaz eti iyice yumuşayana kadar haşlanır ve ayıklanır tel tel ayrılır.

Bir tavaya biraz yağ koyulur ve etler tamamen kuruyana kadar kavrulur tıkır tıkır bir hal alır.

Artık onlar hazır bir şekilde kenarda yufkalarla buluşmayı beklerrr.

Etlere yetecek kadar 7-8 tane kadar yufka (şu kuru köy yufkalarından) fırında yakmadan kızartılır. kızaran yufkalar küçük barçalar halinde ufalanır. Zaten kıtır kıtır olduğu için zor bir iş sayılmaz.

Ufalanan yufkalarla etler bir güzel karıştırılır tuz ve karabiberde eklenir artık yemeye hazır hale gelmiştir.

Hazırlanan gevrek uzun süre dayanacaktır serin bir ortamda 1 ay kadar durur istenildiği zaman tavada ısıtılıp yenilebilir.

Şimdi bu nasıl yenilir merak edeceksiniz tabiiki di mi ama.

Babadağ gevreğini şöyle yumrukla kırılmış soğan salça ve sulanmış yufka (yine köy yufkasını su sepeleyerek yumuşatılmış hali) ile beraber yeriz.

Bana yorum olarak yazmış bile kardeşim Hilal, şöyle yufkayı koparacaksın gevreği yufka ile kavrayacaksın soğanı salçaya batırıp yiyeceksin diye işte bu gevrek böyle yenilir..
Eee içindede yokmu o yufkadan yufkayı yufkaylamı yiyorsunuz? demeyin sakın eskilerden kalan bir yemek olduğuna göre eski insanlarımız ekmeği çok tükettiğine göre buda ekmek arası ekmek hesabıı ama et'de var içinde.

Zaten biz Babadağlılar ekmeği çok yeriz nedense? İşte sizlere anlattım GEVREĞİMİZİ nasıl beğendinizmi eminim ilginç gelmiştir. Herkese selamlarımı gönderiyorum hoşçakalınnn yapıp deneyen olursa afiyet olsunn.

4 Ocak 2008 Cuma

SOBEE! VE BİLİN BAKALIM BU NEE?

Evettt ilk olarak bakalım dedim bu yemeği bilen varmı..

Tabiiki babadağlılar bilirde başka bilen varmı merak ettim ve tarifini ve ismi vermeden önce sizlere soruyorum. Bu ne olabilir? diye hadi yazın bakalım arkadaşlar bekliyorum...
Cevabı yarınnnn...

Şimdide sevgili arkadaşım YEŞİM beni sobelemiş çok teşekkür ediyorum blog sayesinde çok güzel bir arkadaşlığımız oldu Yeşimle. Aramızda çok kilometreler var ama malum netten uzaklık hiç fark etmiyor:) iyiki tanışmışız Yeşimcim...


Blogun hayatımdaki yeri...

*Blog yazmaya ilk defa ne zaman başladım?
Blog yazmaya ilk defa 26.07.2007 tarihinde blogcuda başladım. Ama benim aslında bloglar hakkında hiç bir bilgim yoktu. Kardeşim Hilal bana birgün "abla şu adrese gir bak sana blog açtım artık istediğin gibi yaptıklarını yayınla" dedi. Ben ne yapacağımı bile bilmez biri olarak bu işe başladım ve çok sevdim. Buradan HİLAL'e teşekkürlerimi sunuyorum canım benim...
*Blog yazılarımın konusunun belli bir çizgide olması için çaba gösteriyormuyum? yoksa içimden geldiği gibimi yazıyorum?
Blog yazılarımın konusu hakkında özel bir çaba sarfetmiyorum. O gün nasıl içimden geliyorsa öyle yazıyorum.
*Blog yazmak için, gün içinde bazı şeylerden feragat ediyormuyum?
Tabiiki biraz feragat etmek gerekiyor zannedersem. Çünkü evde işlerim bittiğinde ben el işleri ile uğraşırdım ama bloga başlayalı pek fazla bu işleri yapamaz oldum (biraz tembelleştim) bilgisayarın başına geçince zaman öyle çabuk geçiyorki, anlamaıyorum bile:))
*Blog yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladımı?
Hayır ben ilk günkinden daha zevkli yazıyorum çünkü artık blog dünyasından birçok kişi ile tanışıp arkadaş olduk bu beni çok mutlu ediyor..
*Blog yazmaya daha ne kadar sürdüreceğim?
Aslında bunu hiç düşünmedim Allah izin verir ve herhangi bir sorun çıkmazsa gidebildiği kadar gider diye düşünüyorum.
Çünki birçok akrabam ve arkadaşlarımda beni ve yaptıklarımı blogdan takip ediyorlar, yeri gelmişken onlarada sevgi ve selamlarımı ileteyim. Aslında benim hayalim hep bir kafe açmaktı ama onu gerçekleştiremedim bari hevesimi blogdan alayım diye düşündüm ve blogda yazmak beni mutlu ediyor:)
Şimdi bende bu soruları kardeşim HİLAL (adigenisehilal) ve kardeşim gibi sevdiğim ESRA (maTRakiye) hadi cevaplayın bakalım.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...